Himmet KAYA
KÖŞE YAZISI
Merhaba dostlarım...
Bir yaş daha yaşlandım. Yaşlandım mı, yoksa tecrübe dağarcığıma bir yıllık daha mı kazanım ilave ettim; onu da bilemiyorum. Şunu ifade edebilirim; son bir yıl ülke olarak çok kötü diyebileceğimiz şeylerin yaşanıldığına gözlemcilik yaptım. Tabii ki güzel şeyler de yaşadım, kötü şeyler de. En çok da ülkece değişim isteğinin zirve yaptığını gözlemledim. Korku imparatorluğunun içten içe değişim yönüne evrildiğine tanıklık yaptım. Bunun en büyük sonucuna da 2019 yerel seçimlerinde tanıklık ettik. Öyle ki 2019 31 Mart yerel seçimlerinde iktidarın kalesi olarak kabul edilen büyükşehirler birer birer iktidarın elinden kayıp gitti. İktidarın 'son bir hamleyle İstanbul'u tekrar kurtarayım' çabası halk tarafından büyük tepkiyle karşılandı ve iktidarın korku, sindirme ve baskılarına rağmen iktidarın adayını desteklemeyerek "Artık korkmuyoruz!" dedi. 25 yıllık AK Parti iktidarına son verdi. Bu yaşananlar bende biraz da olsa artık halk uyanıyor refleksi gösteriyor. 'Her şeyi kabul etmiyor ve karşı duruyor' umudu doğurdu. İktidar partisinde ise kızgınlık, hırçınlık hatta daha çok hukuksuzca çıkışlar yapılmasına neden oldu. Ne mi yaptı? Neler yapmadı ki... Mesela seçimde gelmiş yöneticileri görevden aldı. Kendi bünyesinde yıllarca birlikte çalıştığı siyasetçilerin kendi bünyesinden ayrıldıktan sonra olmaz suçlamalarla karalama... Diyeceğim o ki; iktidar gücünü kaybettikçe saldırganlaştı. Saldırganlaştıkça da saçmaladı. Halk da buna karşın reflekslerini korkmadan, açıkça koymaya başladı. Tam da bu noktada uyuyan, tepkisizleşen halkın uyandığına tanıklık yapmaya başladım.
KALAN İSTANBUL’A “KANAL İSTANBUL”
AK Parti iktidarının yıllar önce sunduğu çılgın projesi… 2019 yerel seçimleri kaybedildikten sonra hızla raflardan indirilerek halkın önüne konuldu. Ne olduysa bundan sonra oldu. Ne olduysa bundan sonra oldu. Başta İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu olmak üzere bilim adamları, meslek odaları ve siyasiler art arda yaptığı açıklamalara halk çok güzel tepki vererek sanki birbirleriyle haberli gibi ancak kendiliğinden gelişen, tek amacı yaşadığı şehrin geleceğine sahip çıkmak adına genci yaşlısı işini gücünü bırakarak kilometrelerce kuyruk oluşturup 'Kanal İstanbul'a hayır' kampanyasına imza vermek için soğukta, yağmurda saatlerce kuyrukta bekledi. Tek amaçları İstanbullarını bir daha ihanete uğratmamak, bu yılın bence en önemli, tarihte iz bırakacak eylemi oldu. Benim Türk halkından beklediğim bu. Her ne olursa olsun inanmadığınız, yanlış bulduğunuz, bir şeyi asla kabul etmeyin. Siz bu şekilde davrandığınız zaman hiçbir güç, iktidar ya da yapı sizlere bir dayatmayla oldu bitti yapamaz. u duygularla 2020 yılı sağlık, huzur, utluluk getirmesini hukuksuzluğun, kuralsızlığın, demokrasinin egemen olduğu bir sene temenni ederim.
Saygılarımla...