alikılıç1

ALİ KILIÇ’TAN ‘DENİZ FENERİ e.V.’ DOSYASI

CHP Ataşehir İlçe Örgütü tarafından düzenlenen ‘Bir Konu Bir Konuk’ söyleşileri devam ediyor. Bu haftaki söyleşinin konuğu gazeteci, Türk Alman Dostluk Derneği Başkanı, televizyoncu Ali Kılıç’dı. CHP’nin çeşitli kademelerinde de görev alan Ali Kılıç, ‘Deniz Feneri e.V.’  davası dosyalarını Almanya’dan getirerek kamuoyuna açıklayan isim olarak da biliniyor. Ali Kılıç ‘Yoksulluk ve Yüzyılın Soygunu Deniz Feneri’ başlıklı söyleşisinde salonu dolduran partililere davayla ilgili yaşanan süreç hakkında bilgi verdi.

1960 yıllarda, İtalyanların Almanya’ya rehber, sosyolog ve devletin bir görevlisi eşliğinde Almanya’ya giderken, ülkemiz işçilerinin  sahipsiz, yalnız olarak gittiğini belirterek “İtalyanlar 20-25 yıl içersinde Avrupa insanıyla uyumu sağladılar. Bizim halkımız ise aradan 50 yıl geçmesine karşın hala yabancı, hala göçmen…  İnançları kullanılarak sömürülen bir toplum” dedi. 1970’li yıllarda MSP tarafından kurulan ilk Milli Görüş Derneği’nin, insanların ibadetlerini yerine getirmek için yapılan mescitler üzerinden örgütlendiğini, bu örgütlenmenin Almanya yetkililerinin de dikkatini çektiğini belirterek konuşmasına şöyle devam etti: “Milli Görüş dernekleri Alman istihbarat örgütleri tarafından uzun yıllar tehlikeli ve takip edilmesi gereken örgütler içersinde yer aldı yıllık raporlarda…” 1 Eylül 2008’de Almanya’da  ‘Deniz Feneri e.V.’  davasının başladığını, 450 sayfalık soruşturma özetini, o günkü Grup Başkanvekili Kemal Kılıçdaroğlu ile birlikte Türkiye’ye getirip olayı açıkladıklarını belirterek şöyle konuştu: “18 Eylül’de Almanya’da karar açıklandı. Karar okunurken, duvara Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın fotoğrafı yansıtıldı. Alman Hakim şöyle dedi: ‘Biz bugün burada bir karar veriyoruz. Mahkeme salonunda bulunan üç kişi mahkûm olacak, cezalarını çekecekler, ancak ‘Deniz Feneri e.V.’ nin elebaşları Türkiye’de…’ Bir Alman mahkemesinde Türkiye cumhuriyeti Başbakanı’nın itham edilmesi insanı üzüyor. Gerçekten çok üzüldük. Düzenli olarak yaptığımız toplantılarda Başbakan’a ‘Ben Türkiye cumhuriyeti vatandaşı olarak izlediğim o tablodan rahatsız oldum. Sizin ‘Deniz Feneri e.V.’  davasıyla herhangi bir ilişkiniz yok ise Alman makamları nezdinde mutlaka girişimde bulunmanız, bu hakaretin neden yapıldığını sorgulamanız gerekiyor. Haberiniz var ise lütfen açıklayın. Türkiye kamuoyu aydınlansın’ dedim. Beni hemen ‘Derin devletin adamı, Alman istihbaratının adamı, PKK’nın adamı’ diye suçladılar. Başbakan ve oğlu beni mahkemeye verdi. Her iki davayı da kazandım. Çünkü ben soru soruyorum. Ben ve o zamanki Grup Başkanvekilimiz Kemal Kılıçdaroğlu hiçbir zaman hiç kimseye hak etmediği bir ithamda bulunmayı kendimize yediremeyiz” Kılıç, bugüne kadar çeşitli holdingler tarafından bugüne kadar 25 milyar Euro toplandığını da ifade ettiği konuşmasının son bölümünde sorulan bir soru üzerine “Tam bağımsız Türkiye idealini hayata geçiren, kimseye farklı gözle bakmayan, inanç ve mezhep çatışması gütmeyen, Türk-Kürt ayrımı yapmayan; daha çağdaş, aydın, evrensel, insan hak ve özgürlüklerine saygı duyan bir ülke vatandaşı olmanın onurunu biz bu nesil olarak yaşayalım. Biz bu ülkenin aydınları, yurtseverleri olarak emperyalist senaryoları bozmak zorundayız” dedi.

Söyleşinin sonunda CHP Ataşehir Gençlik Kolları, çekilişle iki misafirine Terry Eagleton’un “ideoloji”, Aziz Nesin’in “Şimdiki Çocuklar Harika” adlı kitapları armağan edildi.